Abidin Sever

HAC İBADETİ

(...) Çoluk çocuğumuz bile bizim için bir imtihandır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır”(Enfal:8/28. Oğluna olan sevgin bile, seni deneme yoludur. Hz. İsmail’in sevgisi Hz. İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında onun tek zayıf yönü olmuştu bu. (...)
DEVAMI

 
Hulusi Kaya
  Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır

(...)Bununla birlikte Osman’lının hizmetleri de Kahireyi kuşatmış. Yapılan her eser ya onarılmış ya ilave edilmiş veya yeni yapılmış. El Ezher camisinden tutun da, Kahire kalesi dahil olmak üzere, Amr İbnul As cami gibi, Hz. Hüseyin Cami gibi kahire başyapıtlarında mutlaka izleri bulunuyor. Şimdi adım adım gezimizin detayları. (...)
DEVAMI

 
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
 
Arama Yap

Google



 
Hulusi Kaya'ın kaleminden

GÜZEL DÜŞÜNMEK

Bazen insan dünyanın boş olduğunu düşünmekle kalmıyor. Üstelik elini eteğini çekesi geliyor. Fakat dünya işte. Bizim geçici yerimiz. Ve takdir eden yüce kudret böyle takdir etmiş. Üzerimize düşen görevde buradaki sorumluluklarımızla birlikte bizim için yaratılan dünyayı en iyi şekilde kullanmak ve değerlendirmek.

Kişi dünyasını başıboş bırakmamalı ona yön vermeli ve kendi isteğince yönlendirmeli, hareket ettirmeli dünyasını. Yoksa dünya kişiyi kendine çeker ve içi boş düşünce ve eylemlerin oyuncağı haline getirir. Hep geçici güzelliklerin peşinde olur artık. Ama dünyamızı başta inancımız olmak üzere, sırayla kendi ruh dinamiklerimize göre, yüreğimize göre, geleceğimize göre değiştirmeli diyorum. Bunları yaparken de bütün dünya nimetlerinden yararlanmamız gerekir. Yaşıyorsak ve varsak, dünyadan soyutlanmamız mümkün değildir. Ve mümkün olmamalıdır kendimizi dünyanın malayani heveslerine kaptırmamız. Bu olayı dengede tutmak gerekir. Bir yandan dünyadan soyutlanmadan dünyaya önem vermemek öbür taraftan ise dünyanın içinde yüzerken bile dünyaya bulaşmamak. Çok ince bir çizgi olsa bile bu zor bir olay değildir.

Bir denge konusudur bu ki bu dengeyi çok iyi ayarlamak gerekiyor. Bir yandan dünya ve ahiret dengeleriyle uğraşırken veya düşünüyorken diğer yandan da akıl sır erdiremiyorsunuz zamanın bir su gibi akıp gitmesine. Daha dün gökyüzü kendini mavinin en güzel tonlarına teslim etmişken, sarı sarı başaklar memleketime bereket getirirken, bugün gri bulutlar çoktan yerlerini almış, adeta bütün bitkiler ağaçlar hayatlar ilgilerini kesmis ve kış uykusuna yattığı yeniden doğmak için, yeniden filizlenmek için bir bakıma bütün nebatatların öldüğü şu zaman diliminde olmak. Ve geçip giden zamanın arkasından bakakalmak. Fakat bu olmamalı. Zamanın arkasından bakakalmamalıyız. Her gün değişen ve gelişen hayata ayak uydurmamız gerekmekte. Hiç durmamalıyız. Durgunlaşmamalıyız. Köhne olmak ve eskimiş fikirlerin esiri olmak zamanı geçmiş düşüncelerde hala takılı kalmak ve hala başkalarının ettikleri ve yaptıklarıyla uğraşmak bilmem ki düşünen ve geleceğe emin adımlarla yürümek isteyen insan için ne derece yararlıdır. Yeni yeni ufuklar açmalıyız, yeni ve kendini her iki dünyada yalnız bırakmayacak düşüncelerin ve düşlerin peşinde olmak belki.

Bizim amacımız öteler olmalı. Hep ufuk ötesi düşünmeliyiz. Günlük gündelik fikirler bizi alıkoymamalı. Dedim ya zamanın arkasında kalmamalıyız. Dünyanın boş işleri ile uğraşmak bir yandan insanı alıkoyduğu gibi bir yandan da insanı yorar. Derman bırakmaz ahu figan edersin. Çile çekersin. İki büklüm olursun ama hep aynı yerde oyalanır durursun. Ama ötelere bir şimşek gibi yeniden ve yepyeni fikirler eşliğinde merhaba diyerek atılmak insanı her zaman için aksiyonel hale getirir. Durgunlaştırmaz. Hep akacak yerler arar durur.. bazen çağlayanlara döner bazen kıvrım kıvrım kıvrılan ırmak gibi hep Yüce Yaratıcının çizdiği ve de koyduğu hedefe doğru ilerler durur. İşte insan damardaki kan gibi hep akmalı. Durgunlaşmamalı.. Akmak gerek. Ama hiç durmadan akmak.

Çünkü duran insan köhneleşir. Yüreği pas tutar ayak uyduramaz insanı saran yeni gelişmelere ve düşüncelere. Öteler yolculuğuna ayak uyduramaz. Ve şurası kesindir ki durgun su kirlenir kokar, içilmez, ama akan sular öylemidir? Akan sular tertemiz kaynağından çıktığı tazelikte akar dururlar. Kir tutmazlar pas tutmazlar hep öteleredir yolculukları. Engin okyanusları düşlerler hep, bir an önce okyanuslara kavuşma hayali vardır onlara.. küçük bir ırmak iken bir okyanusun parçası olmak. Bir fert iken bir topluluğun parçası olmak gibi. Hedefleri damladan deryaya dönüşmek olur. Birkaç kısır olay peşinde dönüp dolaşmazlar. İnsanda böyle olmalı. Yani hiç durmadan akıp giden bir nehir olmalı, akmalı ki akar olmalı yani aksiyon halinde olmalı.

İnsanın durgunlaşmaması için ilk önce kişi, ulvi şeylerin peşinde koşmalı hep. Yeni gelişmeler oluşturmalı hayatında. Etrafın sıkıcı monotonluğunu üzerinden atmalı. Yıllardır belli bir noktaya takılı olan gözlerini çevirip artık güzel şeylere bakmalı.

Güzeli görmeli güzeli düşünmeli. ”Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır” misali her güzel ve yeniyi görme hayatındaki yeni lezzetlerin başlangıcı olacaktır. Ve her güzeli görüp güzeli düşünme yine içimizdeki eskimeye yüz tutmuş düşünce ve duyguların bir kenara bırakılıp yeni ulvi düşüncelere yelken açılmasına vesile olacaktır. Bütün bunları bir an önce hayata geçirmek gerekir. Çünkü hayat çok kısa ve zaman az. Ama bizim, Yunus güzel düşünmeye ihtiyacımız çok fazla.. Güzel yarınlar için güzel düşünen ve güzel gören yürekler eşliğinde “merhaba” diyorum.

HULUSİ KAYA – DİN GÖREVLİSİ STUTTGART/ALMANYA

 Bu yazı 3211 defa okundu.
Önceki yazılar...
1

Güzel Düşünmek

2

Kurban bayramı ve fedakarlık

3

Okumak

4

Ben yazdım, peki ya siz?

5

DÜNYANIN EN GÜZEL KÖYÜ : “BOZKANDAK”

6

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (1)

7

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (2)

8

DİYAR-I ENDÜLÜS(İSPANYA GEZİSİ-2008)

9

Bir Eylül... Her Eylül

10

SURİYE GEZİSİ

11

Bayram Güzellikleri

12

GEÇMİŞİMİZ VE TARİHİMİZ

13

İNCE BİR ÇİZGİ...

14

Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır.

   
Başa Dön