Abidin Sever

HAC İBADETİ

(...) Çoluk çocuğumuz bile bizim için bir imtihandır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır”(Enfal:8/28. Oğluna olan sevgin bile, seni deneme yoludur. Hz. İsmail’in sevgisi Hz. İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında onun tek zayıf yönü olmuştu bu. (...)
DEVAMI

 
Hulusi Kaya
  Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır

(...)Bununla birlikte Osman’lının hizmetleri de Kahireyi kuşatmış. Yapılan her eser ya onarılmış ya ilave edilmiş veya yeni yapılmış. El Ezher camisinden tutun da, Kahire kalesi dahil olmak üzere, Amr İbnul As cami gibi, Hz. Hüseyin Cami gibi kahire başyapıtlarında mutlaka izleri bulunuyor. Şimdi adım adım gezimizin detayları. (...)
DEVAMI

 
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
 
Arama Yap

Google



 
Hulusi Kaya'ın kaleminden

Bir Eylül... Her Eylül

Eylül; bende yağmurun suya kavuşması gibi bir etki bırakan mevsim. Kah üzerime gelen bölük bölük hüzünlerin, kah geçmiş zamanlarda ki mekanlarda közlerin üzerinde pişirilip içilen kahve kokusunun bütün her yanı sarması gibi tarifi zor bir hazzın her bir yanımı sarmasının, ruhumun zirvelerini bütünüyle zorlandığı bir iklim.

Zaman durmak bilmediği gibi Eylül’lerde durmak bilmiyor. Zaman Eylüle eş ve akıp gittiği şu dünya hayatında bir Eylül bırakıp geleceğe mevcutlarını teker teker götürüyor.. Ne, zaman yerinde kalıyor ne Eylüller, ne de arkasında bir adım bire geç kalmak istemeyen ayaklarım.

Benim için Eylül manzaraları ta eski zamanlardan başlar. En son Eylül ta ilk başlardan itibaren başlar. Tahayyül gücümün elverdiği sürece yaşadığım Eylüllere neden sonra gelirim hep. Bir Eylül (Mehmet Rauf – Eylül) romanı hiç aklımdan çıkmaz mesela. Sonra yarı kuru yarı ıslak bir kaldırımın çepe çevre takip ettiği bir yolda bir faytonun içindeki bazen telaşlı bazen ise sakin yolcularını, nice sırların ve ömürlerin geçtiği konaklardan alıp başka konak veya bilinmez bir yere doğru atların kişnemeleri, nal ve araba sesleri eşliğinde yol aldığını düşünür dururum. Yol boyunca atkestanesi yapraklarının bütün yolu sararan yaprakları ile kapladığı gelir aklıma.. ve üzerine umarsızca basan insanlar. Sahipsiz kalmış, bahçe duvarının yarısı yıkılmış, ama hala taşdığı tarih ve değer itibari ile zamana meydan okuyan konaklar gelir sonra gözümün önüne. Ve bir film şeridi gibi merasim edasında hayalime konağın tarihi gelir. Sevincin, acının, hüznün, ve eylüllerin hüküm sürdüğü bir tarih.

Bu geçen zamanda, tarihin derinliklerine indiğim zaman hep şunu görmüşümdür, insanların var olduğu sürece, ne dertler sona erecek, nede meydan hüzünlere esir kalacak. Bazen Hariciye Nazırının bir Katibinin çekmecesinden çıkardığı mürekkep ve okkasından, yine sevgilere dair en güzel sözler beyaz sayfalara damlayacak, bazense bir konağın kuytu bir odasında, bir mum ışığının aydınlattığı bir ortamda, pencereden gözüken ay ve yıldızlar eşliğinde vefaya dair, çekilen ızdıraplara dair, hasretlere dair nağmeler yine yazılacak beyaz zeminler üzerine.. bu eskiden böyle idi bundan sonrada bir şekilde hep var olacak.

Eylül bir derinlik kazandırır insanın ruhuna. Her an için ders vermeye hazır bir öğretmen gibidir. Kah hayatın geçici olduğunu, kah insanın bir gün bir yaprak misali toprağa düşüceğini. Eylül’lere ben hep yeniden doğmanın, baharlara gebe kalmanın, yeni yeni filizlerin neşvu nema bulmasının müjdecisi olarak bakarım. Öyle ya bir yaprak çürüyüp giderken bile çürüdüğü yerde yeni yeni filizlere yer vermenin mutluluğunu yaşıyordur kimbilir.. kimbilir kendisi çürüyüp gittiği zaman bile arkasından kendi gibi yeşilin bir bir tonunu taşıyan yapraklar bırakacaktır, baharlarımızı ve yazlarımızı süsleyen..

Evet bir eylül yaşadığım bütün eylüller demek. Bir eylül yaşadığım eylüllere bir yenisini eklemek demek. Eylüllerin derinliğinde hayatı ve her şeyin fani olduğunu düşünmek gerek eylüllerin öğretmenliği eşliğinde.. eylülü bir şiirle bitirmek istiyorum..


Bir hazan.. Bir yaprak
Hayat bu.. gelip vurmuşsa bedenimize
Nefeslerimiz geriye sayılır artık.
Bir yaprağın tomurcuğundan çıkıp
Gökyüzüne selam vermesi gibi
Var olmanın dayanılmaz gücüdür artık
Hayatın ta kendisi..

Bir yaprağın hayatı da
Bir selamla başlar, derin ve naif
Hatta sessizce hatta kimseler duymadan
Sonra gelişir büyür bir dalın kollarında
Selamlar yetmez, kelamlar gelir peşi sıra
Hiç düşmeyecekmiş gibi toprağın kucağına
Hiç bitmeyecekmiş gibi
Neşeli ve sevinçli baharlar yaşar
Hazanın soğuk ve hissiz rüzgarları
Onun bütün bedenini sarıncaya dek.

Bir hazan gelip çarpmıştı işte..
Bir de avutmak için bir suru hazanin renkleri
Oyna ne renk ne de hazan
Bunlar değildi aradığı yaprağın..
Bir bahar muştusuydu hep
Yeniden doğanlar üzerine
Yeniden selamların gökyüzüne savrulması üzerine…

Hazanin soğuk ve hissiz rüzgarlari
Gelip çarpmıştı bedenine
Ve bir hayat misali sayılıdır nefesler.


HULUSİ KAYA / 26 EKİM 2008 PAZAR – KARAMAN hulusi.kaya@hotmail.com

 Bu yazı 2905 defa okundu.
Önceki yazılar...
1

Güzel Düşünmek

2

Kurban bayramı ve fedakarlık

3

Okumak

4

Ben yazdım, peki ya siz?

5

DÜNYANIN EN GÜZEL KÖYÜ : “BOZKANDAK”

6

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (1)

7

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (2)

8

DİYAR-I ENDÜLÜS(İSPANYA GEZİSİ-2008)

9

Bir Eylül... Her Eylül

10

SURİYE GEZİSİ

11

Bayram Güzellikleri

12

GEÇMİŞİMİZ VE TARİHİMİZ

13

İNCE BİR ÇİZGİ...

14

Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır.

   
Başa Dön