HAYIRDA  YARIŞIN..... 

u gün dünyada insanlar  kendi elleriyle kendilerini öldürecek silahlar yapma yarışındayken, hayırda     yarışmak ta nereden çıktı diyebilirsiniz. Gerçekten de insanlar  bu gün kıyasıya silahlanma yarışı içine girmişler, beklide dünyada söz sahibi olmak adına, beklide, dünyada  ki tabii kaynaklara zorla sahip olma  adına, belki de ideolojileri adına  insanları yok etmek intikam almak adına yarışırken  hayırda yarışmak belkide en çok ihtiyaç duyduğumuz  toplumsal olaylardan birisi ..

Bu gün insanlar arasında bilhassa  Müslümanlar arasında   yardımlaşmanın ve paylaşmanın en fazla olması gerekirken, Müslümanların  bir birlerine daha sıkı sıkıya bağlanması gerekirken, maalesef  Müslümanlar bir birlerinden uzaklaşıyor. Müslümanlar bu gün kalabalıklar arasında yalnız yaşıyorlar. Herkes kendi kabuğuna çekilmiş bütün ihtiyaçlarını kendisi karşılamaya çalışıyor. Kimseye muhtaç olmamanın  çaba ve gayreti içinde. Baba oğluna, kardeş kardeş’e muhtaç olmamaya, insanlar birbirleriyle adeta  muhatap olmamaya çalışıyorlar. İşte ruhi bunalımların, cinnetlerin, toplumsal huzursuzlukların temelinde  Yüce Rabbimin  toplumsal bir varlık olarak  yarattığı insanın bu yalnızlaştırılması, toplum içinde yalnız bırakılmasıdır. Bunların yok edilmesinin, ortadan kaldırılmasının, mutlu ve huzurlu bir toplum  olabilmenin  tek şartının, yaratılışa uygun olarak yaşamaktır. Oda  birlik içinde, beraberce yaşamakla, yardımlaşmak ve paylaşmakla olur.

Aslında biz Müslümanlar olarak zaman zaman  bu yardımlaşmayı  yapıyoruz. İşte bayramlar, işte zekat ve sadakalar, işte düğünler, işte cenazeler, işte toplumda  tasvip görmeyen konularda ortak tepkiler, işte bir cami, kuran kursu, hastane, okul  gibi toplumsal  hizmet gören binaların yapımında el ele vererek bir çok şeyi ortak yapıyoruz. Bizim amacımız bu yardımlaşmaların  her zaman olması, belirli bir zamana  hasredilmemesi Allahü tealada “HAYIRDA YARIŞIN” buyurmuyor mu? ”HAYRA KOŞUN “ demiyor mu? O zaman  vakit geçirmeden, fırsat elde iken  haydi koş, şu an yarış zamanı. Bu yarış öyle bir  yarış ki Allahın  lütuf  ve ihsanını kazanma, cennetini elde  etme yarışı (hadid suresi 21 .ayet) bu yarış cehaleti yıkma, yok etme yarışı.  Yüce Rabbim “Habibim sen güçlüğü değil kolaylığı sağlayan yolu tut iyiliği emret CAHİLLERDEN YÜZ ÇEVİR” (A’raf suresi 199. ayet).

Cehalet  Peygamberimizin  doğduğu asra verilen  bir isim Cahiliyye  devri, ancak  O bu ismi getirdiği Din, İlim ve irfanı ile tarihte eşine bir daha rastlanmayacak  bir devir olarak,  Asr’ı Saadet devri  olarak  tarihe yazdırmıştır. O Kendisine  ilk  inen ayetin oku dediği bir Dinin peygamberidir.. Her vesile ile okumayı teşvik etmiş, Medine’ye varır varmaz, Mescidi Nebeviyi ve yanına bu gün adına okul diyebileceğimiz  bir soffe (odalar)  yapmış, bu odaların yapımında da  kendisi bizzat çalışmış,  sahabiler daha fazla çalışmak  için adeta yarış yapmışlardır. Yapılan bu mütevazi Mescid ve odalarda  İslam’ın ilk öğrencileri orada, O Sevgililer sevgilisi  iki cihan  serveri  Hz. Peygamberin  yanı başında, dizinin dibinde  yetişmişler, daha sonra her biri dünyaya  İslamın  nuru yaymışlar, İslam’ın nuruyla insanları aydınlatmışlardır. İslam’ın ilk tebliğcileri olmuşlardır, bütün güçlüklere rağmen  Allahın varlığını, birliğini, İslam’ın  İman, ibadet, ahlak ve muamelat gibi hükümlerini anlatmışlar  yaşantıları ile  insanlara  örnek olmuşlardır. İslam’ın kısa  zamanda  yayılmasında  bu insanların  ilmi bilgileri yanında islam’a göre  yaşadıkları örnek yaşantılarının da büyük rolü olmuştur.

Peygamberimiz(S.A.V) Bedir savaşı esirlerine on Müslüman çocuğa okuma yazma  öğretme  şartıyla özgürlüklerine kavuşacaklarını söyleyerek okumanın yazmanın, ilmin ve bilimin  ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Bu yarış Allahı tanımanın, insanın kendisini tanımasının, kainatı ve çevresinin tanımasının, yarışı, bu yarış yaşadığı bölgeyi, özelliklerini  tanıma ve ona göre hareket etmenin yarışı, bu yarış dünyayı tanıma  ve dünya ile yarışmanın beklide öne geçmenin yarışı. Bu yarış mükemmel olarak yaratılmış olan insanının gizli hazinelerini açığa çıkarma, insanların yararına, faydasına kullanma yarışı... İnsanlara daha iyi hizmet vermenin yarışı. Bu yarış dünyada var olma,  yok olmama yarışı, bilgi ve teknoloji çağında  bunlardan uzak olmamanın, geri kalmamanın yarışı... Bu  yarış insanın kendini aşma yarışı, bu yarış var olma, yok olmama yarışı. Bu yarış Hz. Ebu Bekir  ve Hz. Ömer’in yarışı gibi bir yarış... İşte  o yarışcılar.......

Rasulullah S.A.V Tebük seferinde Müslümanları  savaşa davet ediyor, teşvik ediyor  ve mali yardımda bulunmalarını istiyordu. Sahabiler  Rasulullah’ın bu davetine  uyarak bir çok yardımda bulundular. İlk yardımı getiren Hz. Ebu Bekir  Sıddık oldu. Değeri  4000 dirhem olan malının  hepsini  getirmişti. Bunu gören;

-                     Rasulullah  ona; Aile efradına bir şeyler bıraktın mı? diye sordu. Ebu Bekir (R.A) Allah ve Rasülü  daha iyi bilirler “Cevabını verdi.

-                     Ebu Bekir’den sonra  Hz Ömer (r.a) Malının yarısını  yardım olarak getirdi. Rasulüllah Ömer’e ailene bir şeyler bıraktın mı? Dedi.  Ömer: “Getirdiklerim kadar” cevabını verdi.

                Ömer, Ebu Bekir’in bütün  malını  yardım olarak  getirdiği haberini duyunca; “Ebu Bekir ile ne zaman  bir hayır hususunda yarışmışsak mutlaka beni geçmiştir.” diyerek  Ebu Bekir’in ne kadar  yardım sever bir insan olduğunu  belirtmiştir.

                 İşte  örnek alacağımız insanlar  böyleydi. Onlar cehaletle savaş için, zülüm ve şirkle savaş için, canlarını ve mallarının hepsini  Allah için  veriyorlardı. Onlar “İnsanların  en hayırlısının insanlara  faydalı olandır“ diyen Sevgili Peygamberimizin  arkadaşları ve yakın dostlarıydı...

Haberin yok mu? yarış çoktan başladı, haydi katıl sende. Param  pulum  yok diye üzülme, paran varsa paranla, yoksa bir çivi veya bir tuğla bile  olsa çivi ve tuğlayla, yoksa fiziki  güçünle, yoksa fikrinle, bilginle tecrübenle, o da   yoksa manevi desteğinle, dualarınla  katıl...  Ama sakın geç kalma ... Yeter ki bu yarışın içinde ol. Bu yarışın sonunda kaybetme yok... Çünkü Allahüteala   Bakara süresinin 261. ayetinde “ Mallarını Allah yolunda harcayanların  hali  yedi başak bitiren, her bir  başakta  yüz tane  bulunan  bir tek tohumun  hali gibidir. Allah kime dilerse  ona kat kat verir. Allah ihsanı bol olan  hakkıyle bilendir.” Çünkü  bu yarış  Allah’a ve onun rızasına yapılan bir yarış. Kendin için çoluk çocuğun, akrabaların,  doğup büyüdüğün köyün için. Nerede olursan ol  dünyanın hangi bölgesinde olursan ol  oradan katılabileceğin bir yarış bu. Bu yarışa katılmama için mazeret yok. Allahüteala “İyilik yapmada ve  Allah’tan korkmada yardımlaşın ..”(Maide suresi 2.)  buyurmaktadır. Haydi o zaman tam zamanı neduruyorsun. Nerede olursan ol, nasıl yardım etmek istersen iste, her  şey Allah rızası için, cehaletin yok edilmesi için, aydınlık bir gelecek için, köyümüzde bulunan ancak gerekli  eğitimi alamadıkları  için paslanıp giden süper zekalar için, Dine ,Vatana Millete, Memlekete, maddi ve manevi değerlere saygılı, maddi ve manevi ilimlerle mücehhez, pırıl pırıl bir nesil için  katıl bu yarışa...... 

“AMA SAKIN GEÇ KALMA!“... 

ALLAHIN  SELAMI, RAHMETİ, BEREKETİ, LÜTUF VE İHSANI  ÜZERİNİZE  OLSUN......               

                                                                                                   Zekeriya  BORAY
                                                                                  Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
                                                                                                    KARAMAN