Abidin Sever

HAC İBADETİ

(...) Çoluk çocuğumuz bile bizim için bir imtihandır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır”(Enfal:8/28. Oğluna olan sevgin bile, seni deneme yoludur. Hz. İsmail’in sevgisi Hz. İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında onun tek zayıf yönü olmuştu bu. (...)
DEVAMI

 
Hulusi Kaya
  Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır

(...)Bununla birlikte Osman’lının hizmetleri de Kahireyi kuşatmış. Yapılan her eser ya onarılmış ya ilave edilmiş veya yeni yapılmış. El Ezher camisinden tutun da, Kahire kalesi dahil olmak üzere, Amr İbnul As cami gibi, Hz. Hüseyin Cami gibi kahire başyapıtlarında mutlaka izleri bulunuyor. Şimdi adım adım gezimizin detayları. (...)
DEVAMI

 
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
 
Arama Yap

Google



 
Zekeriya Boray'ın kaleminden
KURAN : KARŞITKLARINA MEYDAN OKUYOR…

KURAN’I KERİM:Yüce Allah tarafından vahiy yolu ile Arapça olarak ayet ayet,sure sure (yaklaşık 23 yıl gibi bir zamanda)Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)'e indirilen , nesilden nesile bize kadar tevatüren gelen, Mushaflarda yazılı, Fatiha sûresi ile başlayıp Nas suresi ile sona eren, okunması ile ibadet edilen ve sevap kazanılan, 323.015 harf, 77.439 kelime, 6.236 âyet ve 114 sureden oluşan mucize bir kelamdır.Yukarıda tarife bir göz attığımızda Kuranı Kerimin birçok özelliği görmekteyiz.

1. Yüce Allah tarafından vahy yoluyla(Cebrail vasıtasıyla) indirilmesi.
2. Orijinal dilinin Arapça olması.
3. Parça parça, ayet ayet, sure sure yaklaşık 23 yılda indirilmesi.
4. Hz peygambere (SAV)gönderilmesi.
5. Tevatür yoluyla bize kadar gelmesi(yani indirilmeye başlandığı asırdan günümüze kadar yalan söylemesi mümkün olamayan bir topluluğun kendisinden daha fazla topluluğa nakletmesi)
6. Sahifelere(Yapraklara) vahiy katipleri tarafından kaydedilmesi,hafızlar tarafından ezberlenmesi ve sonra Hz Ebu Bekir (RA)zamanında toplanarak kitap haline getirilmesi.
7. Okunmasıyla ibadet edilmesi ve okunmasının sevap olması.
8. Müciz bir kelam olması(Yani benzerinin yaratılanlar tarafından getirilememesi)

Yukarıda Kuranın tarifinde görüldüğü gibi Kuranı Kerimin bir çok özelliği var. Bu özelliklerin her birisi bir kitap konusu ancak biz bu yazımızda son özellik olarak yazdığımız Kuranı Kerimin mucizevi özelliklerinden bahsedeceğiz.Kısaca MUCİZE KAVRAMI: Sözlükte "aciz bırakan, güçsüz kılan, karşı konulmaz, harika olay, kudretsizlik ve takatsizlik veren iş" anlamlarına gelen mucize, ıstılahta, insanların benzerini meydana getirmekten aciz kalacakları ve âdeta meydan okuma şeklinde, peygamberlik iddiasında bulunan zattan adetin hilafına ve tabiat kanunlarının aksine olarak zuhur eden harikulâde olaylara denir. Asıl maksadı, peygamberin nübüvvet davasını ispat ve doğrulamaktır. Herhangi bir olayın mucize olabilmesi için onun nübüvvet görevi verilmiş kişilerin elinde zuhur etmesi gerekir. Mucize gerçekte Allah'ın fiilidir, "peygamber mucizesi" denilmesi mecazîdir. Bu nedenle olayın onun aracılığıyla olması, tabiat kanunlarının çok üstünde ve onlara aykırı olması, iddiaya uygun olarak ortaya konulması, bir tekzip ya da inkârdan sonra meydana gelmesi ve insanoğlunun aciz kaldığı bir olay türünden gerçekleşmesi gerekir.Kuranı Kerimin neden mucizevi bir kitap olduğu Alimler tarafından araştırılmış genelde şu görüşler ortaya çıkmıştır.

1. Kuran’ın istikbale(Geleceğe) ait bilgi vermesindendir. Bunun örneği pek çoktur.Nasr suresiyle Mekke’nin fethedileceğini ve Müslümanların çoğalacağının haber verilmesi.Kafir ve münafıkların durumlarının haber verilmesi. Gaybı(insanlar tarafından bilinemeyenler) Allahtan başkasının bilemeyeceğini, ahiretle ilgili, cennet cehennem gibi mekanlardan ve özelliklerinden bahsedilmesi.

2. Kimi Alimlere göre geçmiş kavimleri ait haberleri görmüşçesine hikaye(Kıssa) etmesidir. İşte Hz Adem (as)ın,işte Hz İbrahim (AS)ın,işte Hz Yusuf (AS)ın,işte Hz Musa (AS)ın,işte Hz Nuh (AS)un kıssaları.vb. İbret almamız ve onların düştükleri hatalara bizim düşmememiz için Yüce Rabbimiz bu kıssalarla bizi uyarıyor…
3. Kimi Alimlere göre sadece gönülden geçen, açığa vurulmayan şeyleri haber verdiğindendir.

4. Kuran’nın nazım, te’lif ve tasrifindedir.(yani Araplarca mutad(alışık) olmayan, kullanılmayan nazım şeklinde olmasındandır. Rahman ,İhlas ve Nas surelerinin sonlarındaki ahenk ve Rahman suresinde sure içerisinde 31 defa tekrarlanan “Febieyyi alai Rabbiküma tükezziban” ayetinin süreye kattığı ahenk Kuran karşıtlarını şaşkına çevirmeye yetmiştir.Edebiyatın, sözün, şiirin zirvede olduğu bir zamanda adeta Kuran onlara bir ders vermiştir.Nazım içinde nesir,nesir içinde nazım, insana okurken haz veren bir ahenk)

5. Kuran’ın esas icazı Yüce Rabbimizin ilmi ezelisi ile her şeyi en güzel şekilde bilip onun nazmını en güzel şekilde yapması, lafızlarında anlam derinliğinin olması, manasının akla, mantığa, biyolojik,fiziksel ve sosyal yasalara en uygun olması.

6. Kalblere korku salması:
7. Okunmakla usanç gelmemesi:
8. İlimleri ve bilgileri toplaması
9. Ezberlenmesi ve öğrenmesi kolay olması:

10. Beşeriyetin ihtiyaçlarını karşılaması:
11. Kur'anın Peygamber tarafından tebdil edilmemesi olarak özetlenebilir.

Bütün bu özellikler karşısında şaşkına dönen müşrikler o gün Peygamberimize (SAV)bu bir sihirbazdır,getirdiği onun uydurmasıdır,geçmiş milletlerin hikayesinden ibarettir diyerek karşı çıkıyorlardı. Ben şuna kesinlikle inanıyorum onlarda Kuran’nın çok üstün bir kitap olduğunu çok iyi biliyorlardı. Ancak inatlarından dolayı hep karşı çıkıyorlardı. Bu gün aradan 1400 kusur yıl geçmesine rağmen hala bu kafada olanlar var. O gün uydurma diyenler vardı bu gün de şeytan ayetleri diyenler, Kurana olmadık hakarette bulananlar.Hani “Her şey zıddıyla kaimdir” diye bir söz vardır. Dünya var olduğu andan günümüze kadar ortaya çıkan her düşüncenin her fikrin bir karşıtı olmuş, her tezin bir antitezi öne sürülmüştür. Kısaca belirtmek gerekirse, her şey çift olarak yaratılmıştır: "Her şeyi de çift yarattık ki düşünüp ders alasınız." (Zariyat/51:49) Yer-gök, hayat-ölüm, aydınlık-karanlık, melek-şeytan, hayr-şer, adalet - zülüm ,artı-eksi, iyi-kötü,acı tatlı, kadın-erkek vs. bunları çoğaltmak mümkündür. Her Âdem'in karşısında, bir şeytanın varlığı; her dinin karşısında, dinsizliğin mevcudiyeti, kabul edilen bir gerçektir. Ancak bu karşı olma, zaman zaman değişiklik göstermekte, farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Ve bu karşı oluş, dünya durdukça da sürüp gidecektir.

Allah Teâlâ her peygambere kendi zamanında geçerli ve rağbetli olan şeylere üstün gelecek cinsten mucizeler vermiştir Bunun böyle olması gayet tabii ve bir bakıma gereklidir Zira sihir ya da tıp alanında mâhir kişilerin bulunduğu bir devirde başka cinsten mucizelerle ortaya çıkan kişilere inanmayanlar tarafından "biz de sihrin en âlâsını yapıyor birçok tehlikeli hastalıkları iyi edecek derecede tıbbı biliyoruz Sen de onları yapamıyorsun" denilebilir Mucizelerin bahsedilen tarzda gösterilmesi ile yapılması muhtemel olan bu tür itirazlara meydan verilmemiş olmaktadır

Peygamber Efendimiz Kur'an ayetlerini insanlara okuduğu zaman yetim büyüyen ümmî bir insana bu ayetlerin gelmesini hazmedemeyenler "Muhammed bunları kendisi uyduruyor" dediler Allah peki buyurun siz de Arapsınız Arapça'yı onun kadar biliyorsunuz Bütün Arap edebiyatçılarını bilginlerinizi çağırın ve o Kur'an'ın surelerinden bir surenin benzerini siz de söyleyin diyerek meydan okuyor

Kur'an-ı Kerim bir benzerinin getirilmesi için insanlara meydan okurken şu yolu takip etmiştir: İlk önce kendisinden daha üstün bir kitap getirmelerini istemiştir Bu yapılamayınca kendisinin bir benzerini getirmeleri için meydan okumuştur Daha sonra on sûresinin sonunda da bir sûresinin benzerini getirmelerini istemiş fakat bütün bu talepler karşılıksız kalmıştır Şimdi bu ayet meallerini görelim: "(Ey Rasülüm ) Onlara de ki: Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz bu ikisinden (Tevrat ve Kur'an'dan) daha doğru Allah katından bir kitap getirin de ona uyayım " (28/Kasas 49)

"(Ey Rasülüm ) De ki: Yemin olsun eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın benzerini getirmek üzere toplansalar birbirlerine yardımcı da olsalar yine onun bir benzerini getiremezler " (17/İsrâ 88) "Yoksa müşrikler Kur'an'ı kendisi uydurdu mu diyorlar? O halde şöyle de: 'Haydin onun gibi uydurma on sûre getirin ve bunun için Allah'tan başka gücünüzün yettiğini de çağırın eğer doğru söylüyorsanız " (11/Hûd 13)

"Yoksa Kur'an'ı peygamber mi uydurdu diyorlar? (Rasülüm ) de ki: 'O halde iddianızda sâdık iseniz onun gibi bir sûre yapın getirin ve Allah'tan başka gücünüzün yettiği (edip belîğ) kim varsa onları da yardıma çağırın " (10/Yûnus 38)

"Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız haydi onun benzeri bir sûre getirin eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayri şahitlerinizi (yardımcıları-nızı) da çağırın Bunu yapamazsınız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır " (2/Bakara 23-24)

Aklı başında olan hiçbir insan,yazdığı bir eseri ortaya koyarak bu ayette olduğu gibi: "Hiçbir zaman bunun bir benzerini getiremeyeceksiniz" diyemez Çünkü bu dünyada kendisi gibi hatta kendisinden daha üstün yazarlar bulunabileceğini bilir Bu da göstermektedir ki "hiçbir zaman benzerini getiremeyeceksiniz" diye meydan okuyan kişi alîm ve habîr olan Allah'tır Görüldüğü gibi mucizenin ana unsurlarından biri olan meydan okuma bütün özellikleri ile Kur'an-ı Kerim'de mevcuttur

Kur'an öyle bir sözdü ki ilk andan itibaren inananları da inanmayanları da büyülemişti O zamanki Arapları İslam'a çeken tek kuvvet Kur'an'ın ifade sihri idi Hz Ömer gibi sert bir insan Kur'an'ı duyar duymaz yumuşamış Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz Peygamber (SAV)i öldürmeye giderken eniştesi ve kız kardeşinin okuduğu Kurandan etkilenmiş, kalbi İslam'a ısınmış,beni Ona Hz peygambere (SAV)e götürün demiş,Öldürmeye giderken İslam’la müşerref olmuş ve tarihe Hz Ömer ve adaleti ile 2.Halife olarak geçmiştir.Utbe bin Rabia onu dinleyince içinde ona karşı duyduğu cezbeyi izah edemeyip ona sihir demişti Kureyş ileri gelenleri hep Kur'an'ın ifade sihrini hissettiklerinden ve Kur'an'a karşı koyacak bir söz olamayacağını bildiklerinden yayılmasını önlemek için onu dinletmemeyi uygun görmüş "Bu Kur'an'ı dinlemeyin Okunurken gürültü edin belki böylece galip gelirsiniz " (41/Fussılet 26) demişlerdi

Kur'an'ı dinleyen hıristiyan ve yahudiler de kendilerini tutamayarak ağlamışlardı: "Peygamber'e indirileni dinledikleri zaman gözlerini görürsün ki yaşla dolup boşanarak Rabbimiz derler inandık Sen bizi şehadet edenlerle beraber yaz " (5/Mâide 83) İşte bunlar Kur'an'ın ruh ve vicdanlara yaptığı etkinin yani mucizeliğinin neticesidir: "Rablerinden korkanlar onu (Kur'an'ı) duyunca derileri ürperir " (39/Zümer 23)

Kur'an'da kendine has bir musiki vardır Bu musiki anlatılan konuya göre değişir Dalgalar konuya göre alçalıp yükselir Kur'an'da biri sert kaba dalgalı bir musiki diğeri de yumuşak ve hafif dalgalı bir musiki olmak üzere kulağımıza iki musiki çeşidi vurmaktadır Cehennem azabından bahseden ayetlerde âdetâ cehennemin kükremiş olan dilleri görülür ve ateşin kükreyen sesi duyulur Haşinlik zulüm ifade eden ayetlerde kelimeler çelik gibi sertleşmekte mermer kaleler gibi katılaşmakta; rahmet şefkat cennet nimetlerini ifade eden ayetlerde kelimeler pamuk gibi yumuşamakta bal gibi tatlılaşmakta sanki ilahî rahmet insanın kalbini okşamaktadır

Kur'ân, tamamen Allah sözüdür. Kelimelerinin seçilişi, cümlelerinin kuruluşu, âyetlerinin tertibi, lafızları ve manası ile tamamen Allah'a aittir. Bu konuda, vahiy meleği ve Peygamberimiz (a.s.) sadece birer vasıtadır.

Kur'ân, sadece Hz. Peygamber dönemine ait bir kitap değil, varlığını ve rehberliğini dünya durdukça sürdürecek olan, çağları aşan ve kucaklayan bir kitaptır. Sadece ilk indiği Arap toplumunun değil bütün insanların kitabıdır.

Kur'ân, zamanın geçmesiyle eskiyen değil daima tazeliğini ve güncelliğini koruyan, insanları geriye değil daima ileriye götüren, ilim, teknik ve gelişmelerle çatışan değil örtüşen ve kucaklaşan bir kitaptır. Emir ve yasakları, helal ve haramları, hüküm ve tavsiyeleri, öğüt ve ilkeleri, misal ve kıssaları, va'd ve vaidleri, geçmişe, geleceğe, Allah'a, insana ve diğer varlıklara dair bildirdiği gerçekler, bilgiler ve tanımlar, zamanın geçmesiyle değişmez ve değerini yitirmez.Rabbinin Kitabından sana vahyolunanı oku.O’nun sözlerini değiştirecek yoktur…. (Kehf, 18/27);”Rabbinin kelimesi(emir ve yasakları) doğruluk ve adaletçe tamamdır.Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur..İşiten O, hakkiyle bilen O’dur.( En'am, 6/115).

Kur'ân'ın Amacı: Kur'ân, insanın dünya ve âhiret saadetini sağlamasını amaç edinmiştir. Kur'ân, insanlığın rehberi ve mutluluk kaynağıdır.

Kur'ân'ın amacı; hangi milletten olursa olsun bütün insanları aydınlatmak, yer yüzünde cehalet, sefahat, küfür ve sapık inançlara kapılarak karanlıklar içinde kalan, nereden gelip nereye gittiğini bilemeyen bütün insanları sapıklık ve dalaletten, sefahat ve rezaletten kurtarıp îmân nuru ile doğru yola sevk etmektir.

İnsana Allah ve kâinat hakkında bilgi veren, manevî ve maddî ihtiyaçlarını bildiren Kur'ân'dır. Kur'ân bu amaçla cüz'î ve küllî kurallar, emir ve yasaklar getirmiştir. Bu kuralların, emir ve yasakların amacı; aklı, canı, malı, nesli ve dini korumak, böylece insanın huzur ve mutluluğunu; kişisel, ailevî ve sosyal nizamını sağlamak; iyi insan ve iyi bir toplum oluşturmaktır.

İnsanları en doğru yola ileten Kur'ân'dır (İsra, 17/9). Peygamberimiz (a.s.), "Size sımsıkı sarıl(ıp ahkamını uygula)dığınızda asla sapıtmayacağınız (iki şey) bıraktım. Allah'ın Kitabı ve Peygamberinizin Sünneti."Yine Peygamberinmiz (as) “Kelamların (sözlerin)en güzeli Allahın Kelamı Kuran,yolların en güzeli Allahın Resulü Hz Muhammed’in(SAV)in yoludur” Buyurmuştur.

Haydi !Asırlar boyu karşı çıkıpta bir benzerini getiremeyenlere rağmen Yüce Kitabımıza kafa taunlar,uydurma diyenler,geçmiş milletlerin hikayesinden ibaret diyenler,yakmaya kalkanlar,şeytan ayetleri diyenler ,hakaret edenler,bir damla suda fırtınalar koparanlar,dünyayı velveleye verenler.. vs KURAN: size MEYDAN OKUYOR … sizi göreve çağırıyor. Yüreğiniz, cesaretiniz varsa, yetiyorsa, yukarıdaki hitaplara cevap verin.14 Asırdır sizin gibiler bu işi yapamamışlar.Siz mi? Ey beyinsizler!!!!!

ALLAHIN SELAMI,RAHMETİ,BEREKETİ,LÜTUF VE İHSANI ÜZERİNİZE OLSUN. 01/02/2012

Zekeriya BORAY
75 YIL ŞEHİTLER İLKÖĞRTİM OKULU DİN KÜLTÜRÜ
VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ KARAMAN
Email: Zekeriya.boray@gmail.com



 Bu yazı 2747 defa okundu.
Önceki yazılar...
1

Hayra Davet

2

Kıyamete kadar savaş

3

BİR İNSAN=BÜTÜN İNSANLAR

4

KIYMETİNİ BİLİN…

5

SAKIN DENGEYİ BOZMAYIN…

6

KURAN’I KERİM; BATIL VE BATININ VELVELESİ…

7

KURAN : KARŞITKLARINA MEYDAN OKUYOR…

8

KUR’AN’I KERÎMİ OKUMAK, ANLAMAK VE YAŞAMAK( 1)…

   
Başa Dön